Gümüşhane'de 32 Yıl Sonra Tekrardan Ziyarete Açıldı
03/01/2019
murat
0 yorum
PAYLAŞ

Gümüşhane'de 32 Yıl Sonra Tekrardan Ziyarete Açıldı

GümüÅŸhane’nin Kelkit ilçesine baÄŸlı Sadak köyü sınırları içerisinde Roma’nın 15.Lejyonunun yaklaşık 600 yıl hüküm sürdüÄŸü bölgede 1986 yılında çıkarılan ve o dönem müze olmadığı için Erzurum’a götürülerek buradaki Arkeoloji Müzesinde sergilenen eserler yazışmaların ardından GümüÅŸhane’ye getirildi.

Sadece araçlara yüklenmesi 4 saat süren ve Erzurum, Bayburt, GümüÅŸhane KOM Åžube MüdürlüÄŸü ekiplerinin eskortluÄŸunda GümüÅŸhane’ye getirilen eserler GümüÅŸhane Müzesinin bahçesine konularak vatandaÅŸların ziyaretine açıldı.

GeçtiÄŸimiz yıl baÅŸlatılan kazılarda 100 metrekarelik bir alanda toprağın 50 santimetre altında arkeoloji dünyasını heyecanlandıran 2 bin yıllık Roma ve Bizans dönemine ait çok sayıda duvar ve eserin çıktığı Satala, Roma’nın günümüze kadar gelen tek lejyon kalesi olması nedeniyle ayrı bir öneme sahip.

“132 eseri Erzurum Arkeoloji Müzesinden devraldık”

GümüÅŸhane Müzesi Müdürü Arkeolog Gamze Demir, Satala’dan 1986 yılında götürülen eserleri tekrardan topraklarına kavuÅŸturmak için baÅŸlattıkları süreci tamamladıklarını belirterek, Erzurum Arkeoloji Müzesi'nde bulunan 23 tane taÅŸ eser, 106 tane sikke ve çeÅŸitli arkeolojik malzemelerle 132 eseri müzeden devraldıklarını söyledi.

Eserlerin devri için bir yazışma süreci yaÅŸadıklarını ve eserlerin Genel Müdürlük tarafından Erzurum Arkeoloji Müzesi, Trabzon ve Giresun müze müdürlüklerinden olumlu cevaplar aldıklarını kaydeden Demir, Erzurum’dan eserlerin tamamının geldiÄŸini, Giresun'da ki eserinde teslim alındığını ve son olarak Trabzon Müze MüdürlüÄŸü'nden eserlerin teslim alınacağını belirtti.

“Özel ekiple, KOM ÅŸube müdürlüÄŸü eÅŸliÄŸinde getirildi”

VatandaÅŸların Satala Antik Kentinin eserleriyle artık kendi topraklarında tanışma imkanı bulacağını dile getiren Demir, eserlerin araçlara yüklenmesinin 4 saat sürdüÄŸünü belirterek, “Bu süreçte bize Erzurum, Bayburt ve GümüÅŸhane KOM Åžube MüdürlüÄŸü eÅŸlik etti. Güvenlik önlemlerinde hiçbir aksaklık çıkmadığı için kendilerine de ayrıca çok teÅŸekkür ediyorum. Özel ekiple geldi. Eskortlar eÅŸlik etti. Ä°l sınırlarında eskortlar devir teslim yaparak geldi. Ä°l Özel Ä°darenin tahsis ettiÄŸi bir kamyonete yüklendi. Kamyonette de gereken bütün önlemleri aldık eserler zarar görmeden gelsin diye. Aracımızın ÅŸoförü de çok temkinli idi. Her ÅŸey prosedüre uygun olarak gerçekleÅŸti. Biz 3-3,5 saat gibi bir süreçte geldik. Yüklenmesi tam 4 saat sürdü. Her bir eser 10 dakikadan fazla zaman aldı. Erzurum Arkeoloji Müzesinin teknik personeli başındaydı, zimmetlileri başındaydı” dedi.

“Tüm eserler ilgi çekici”

Getirilen eserlerin tamamının ilgi çekici olduÄŸunu fakat lahitin çok göz doldurucu ve doyurucu bir eser olduÄŸunu ifade eden Demir, “Çünkü Satala’nın mezar kültürü ile karşılaşıyoruz. Ölüleri gömmemiz her zaman bir geçiÅŸ sürecidir. Bu dünyadan öteki dünyaya. Bu serüven her kültürde farklılaşıyor. Belki de resmi olarak ilk defa Satala’nın gömü tarzını, lahit tarzını öÄŸrenmiÅŸ oluyoruz. Mezar taÅŸları çok ilgi çekici. Bilimsel olarak kanıtlanmış Satala’ya ait olduÄŸu. Bunlar da çok ilgi çekici. Ä°mparatorluk bordürü var mezar taÅŸlarında. Roma döneminin en büyük yansıtışı diyebiliriz” diye konuÅŸtu.

“Eser konusunda bundan sonra Satala bize cevap verecek”

Erzurum’dan eserlerin tamamının getirildiÄŸini kaydeden Demir, “Giresun'da ki eserimizi teslim aldık. Son olarak Trabzon Müze MüdürlüÄŸü'nden eserlerimizi teslim alacağız. Ondan sonraki süreçte artık Satala bize cevap verecek. Yani eserlerimizi artık kazılardan çıkacak. Bu sene Canca Kalesi çok verimliydi bu konu ile ilgili. Bize inanılmaz bir eser kazandırdı. Canca Kalesi’nin Osmanlı ile sınırlı kalmadığını, döneminin Roma'ya dayandığını belirledik. GümüÅŸhane'nin tarihinin yeniden yazılması açısından çok önemli. Hitit kaynaklarında görüyoruz, Urartu kaynaklarında görüyoruz ama somut olarak artık ispatlamış oluyoruz” dedi.

“Satala’da bir açık hava müzesi düÅŸünülebilir”

Her eserin kendi bölgesinde sergilenmesinin önemli olduÄŸunu ifade eden Demir, “Ama biz müzemizin Arkeoloji Müzesi olarak daha bir devinim kazanmasından yanayız. Bizim ÅŸu anki eserlerimiz burada kalabilir ama önümüzdeki yıllarda çıkan eserler konusunda Doç.Dr. Åžahin Yıldırım'ın da görüÅŸleri ile birlikte Satala’da bir açık hava müzesi düÅŸünülebilir. Bu olayda insanların fikir birliÄŸi çok önemli” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

“Satala’nın DoÄŸu Karadeniz'de deÄŸil Türkiye'de bir örneÄŸi yok”

Satala’nın birçok antik kentten daha fazla veri sunacağına inandığını dile getiren Demir, “DoÄŸu Karadeniz'de deÄŸil Türkiye'de bir örneÄŸi yok. Çünkü lejyon kenti olarak tamamı bir lejyonere ait olan, 15. Apollenaris’a ait olan bir kenti kazıyoruz. Bu diÄŸerlerinden çok çok farklı bir özellik kazandırıyor. Biz Roma’nın tamamı ile askeri sistemi üzerine süreç yürütüyoruz. Yani bir antik kentten beklentilerinizin ötesinde Roma’yı askeri anlamda anlayabileceÄŸimiz bir sistemi var Salata’nın” ifadelerini kullandı.

“Afrodit büstü için gerekli adımları atacağız, Afrodit'in Anadolu'ya bakmasını deÄŸil de Anadolu'dan batıya bakmasını istiyoruz”

Müdür Demir, 1887 yılında Satala’dan kaçırılan Afrodit büstünün de British Museum’un kayıtlarına girdiÄŸini belirterek, “Bu dönemde ülkemizin tarihi eserleri tekrar yuvalarına dönmeye baÅŸladı Acaba o da döner mi?” ÅŸeklindeki soruyu “Biz dönmesi için elimizden geleni yapacağız. GümüÅŸhane Müze MüdürlüÄŸü olarak biz 3 genç kadından oluÅŸan bir ekibiz. BaÅŸardıklarımızın ortada olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bundan sonraki süreçte de GümüÅŸhane’yi gururlandıracak hareketler yapacağımızı düÅŸünüyorum. O yüzden biz Afrodit için gerekli adımları atacağız. Ama süreci bekleyeceÄŸiz. Çünkü bunlar 10 yıl sonra dönütü alınabilecek süreçler. Tabii ki Afrodit'in Anadolu'ya bakmasını deÄŸil de Anadolu'dan batıya bakmasını istiyoruz” ifadeleriyle cevaplandırdı.
Satala Antik Kentinin bir lejyon kenti olduÄŸunu Roma’nın 4 lejyon kentinden birisi olduÄŸunu hatırlatan Demir, geçtiÄŸimiz yıl bölgede baÅŸlatılan arkeolojik kazıya atıfta bulunarak, “DoÄŸu’daki son lejyon olması ile bir de iddia ettiklerimizi ispatlayabileceÄŸimiz en önemli kazı. Antik Roma’da etrafı surlarla çevrili askeri karargah olan ‘castrum’ kazıları var ama ilk defa tamamı ile bir askeri ordugah üzerine yapılan ilk kazı. Türkiye'de bunun uzmanı yok. Doç.Dr. Åžahin Yıldırım'ın cesaretine, ekip arkadaÅŸlarına da çok teÅŸekkür ediyorum. Böyle bir kazıyı yürütmek, sürdürmek çok da kolay deÄŸil. Bir Antik Kent kazısı gibi deÄŸil, sürprizlerle karşılaşıyoruz. Açmalarda da bunun örneklerini gördük, yaÅŸadık. Bize sürprizlerle geri dönmüÅŸ oldu Satala. Bizans yapıları ile karşılaÅŸtık. Roma’nın o devasa duvarları ile karşılaÅŸtık. Ama artık eserlerle birlikte bir lezyon kentinin tamamı ile var olduÄŸunun ispatına gitmiÅŸ olduk” ifadelerini kullandı.

Demir, bu zorlu süreçte kendilerine destek olan GümüÅŸhane Valisi Kamuran TaÅŸbilek’e, milletvekilleri Osman Akgül ve Cihan PektaÅŸ’a, Ä°l Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin AteÅŸ ile katkı saÄŸlayan müze müdürleri ve herkese teÅŸekkür etti.

Satala Antik Kenti:

Roma Ä°mparatoru Vespasianus’un milattan sonra 71-72 yıllarında doÄŸu eyaletlerinde yaptığı bir düzenlemeden hemen sonra bir sınır kenti ÅŸeklinde oluÅŸturulan Satala Antik Kenti, bölgede yüzlerce yıllık bir süre boyunca güçlü surlarıyla adından söz ettirmiÅŸti. 

Lejyonun kente gelmesi ise milattan sonra. 98-117 yılları arasında hüküm sürmüÅŸ olan Roma Ä°mparatoru Traianus tarafından gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Milattan sonra 2.yüzyılın başında önce Legio XVI. Flavia Firma ve daha sonra kalıcı bir ÅŸekilde Legio XV. Apollinaris lejyonlarına ev sahipliÄŸi yapmış ve milattan sonra 7.yüzyıla kadar devam etmiÅŸtir.

Pagan Tanrısı Apollon’a adanan kent yaklaşık 3 bin 500 kiÅŸilik subay ve lejyonerden oluÅŸan birliÄŸin bin 500 kadar da yardımcı hizmetler sınıfında görevlisi vardı. Roma Ä°mparatoru Marcus Aurelius bu lejyona saÄŸdık ve vefalı anlamına gelen Latince “Pia Fidelis” adını vermiÅŸtir. Satala Antik Kenti’nin bölgede yapılan arkeolojik yüzey çalışmalarında ele geçirilen askeri garnizona ait baskılı tuÄŸlalar ile sikkelerden anlaşılmaktadır. Yorke tarafından üzerinde “Apol” yazan yazıtların bulunması ve ayrıca David French tarafından Satala’ya ait olduÄŸu tespit edilen 5 mezar taşının Apollanaris lejyonunda görev yapan askerlere ait olduÄŸu bilinmekte.