Bayramı Ceza Evinde Geçirmek
Bugün bayram. Trabzon Etipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu C-1 Koğuşu:Birazdan bayram namazını kılacağız. Hava aydınlanmaya yüz tutmuş. Şu anda bayram havasını yaşatan tek şey Serçelerin cıvıltıları. İlk bayramımıza gelenler onlar. İyi bayramlar serçeler! Arkadaş kamet getiriyor, namaza duruyoruz.Namazdan sonra sıra geliyor bayramlaşmaya; peşi sıra iyi dileklerle; ‘İnşallah bir daha ki bayramı dışarıda, sevdiklerimizle birlikte kutlarız’, ‘inşallah bu içeride kutladığımız son bayramdır’, ‘inşallah Mevlam bu bayramı bütün Müslüman kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile kılar’ gibi güzel temenni ve dualarla, birbirimize sarılarak kutluyoruz, ilk bayramdır kutladığım ceza evinde. Günün nöbetçisi bayram dolayısıyla şöyle göz alıcı bir kahvaltı sofrası kurmaya girişiyor. Aslında diğer günlerden farklı bir şeyde yoktur sofrada hani, lakin biraz daha özenilmiş bir durum var yalnızca… Biz de bugüne özel, ‘o özeni’ yemiş oluyoruz, en keyiflisinden yoksa peynir aynı peynir, zeytin aynı zeytin… Kahvaltıdan hemen sonra etrafı toparlamaya girişiriz, gelecek muhtemel ziyaretçiler için. Muhtemel ziyaretçiler ibaresi size kalabalık bir çağrışım yapabilir lakin kastım; gardiyanlar ve gelme ihtimali olan, savcı, müdür, başgardiyan ve gardiyanlardan oluşan resmi protokol… Genelde, bir iki gün önceden koğuşun tamamını yıkar ve ayrıntılı bir bayram temizliği yaparız.Bu hazırlıkların içinde, bayram şekeri ve bayram lokumunun olduğu bir bayram tepsisi de var tabi ki. Ee bugün bayram, şekersiz olur mu, olmaz. Bu arada biz de bayrama yaraşır bir şekilde giyinip, beklemeye başlarız.Bayram şekeri ve lokumlarını cezaevi kantininden aldığımız için kalitesi pek iyi sayılmaz, Bayramı illa ki yaşayacağız, başka çıkar yolu yok!.. Bayramlaşmanın en güzel kısmı ise, yan koğuşlarla ve diğer bölümlerdeki koğuşlarla yapılan bayramlaşma oluyor. Genelde yan koğuşlarla,duvarların üstünden birbirimize atarız aynı türden şekerleri ve bir bayram tebriği mesajı koyduğumuz,çatının üstünden bir diğer koğuşa atmak şeklinde gerçekleşen bir yolla bayramlaşırız. Ezan okunuyor. Öğle ezanı vakti! Cemaatle kılıyoruz, namazımızı, her zaman olduğu gibi. Hemen yanımda saf tutmuş kardeşimin göğe açılan ellerine bakıyorum. Gözlerini yummuş, derin bir huşu ile dua ediyor. Çay ve sohbetten sonra bazı arkadaşlar, okuma, yazma gibi rutin çalışmalarına devam etmek için teşebbüste bulunuyor lakin bugün bayram, deyip onları caydırıyoruz Arada, tek tük gelen ziyaretçilerle ikindiye giriyoruz. İkindi namazını eda ettikten sonra da her zaman olduğu gibi akşamüstü havanın serinliğinde voltaya, bahçeye çıkıyoruz. Bahçenin uzunluğu, on , on bir metre; genişliği ise altı, yedi metre. Başlıyoruz volta atmaya, birer ikişer. Cezaevinde en iyi terapilerden biri volta’dır. Bayram günü de olsa, voltasız olmaz. On adım ileri on adım geri; böyle bir, iki saat boyunca ya sohbet ederek, ya da hayallere, düşüncelere dalarak yürürüz. Bazen tek başına volta atan arkadaşlara baktığınızda gülümseyen ya da gerilen yüz ifadelerini görebilirsiniz. Bilirsiniz ki ya geçmişte ya da gelecekte bir yerlerdedirler şimdi… Zira volta, aynı zamanda şimdiki zamandan, geçmişe ve geleceğe uzanan bir hayal köprüsüdür, dört duvarı, tel örgüleri aşan… Derken akşam olur, öğle yenilen bayram yemeği ile girdiğimiz bayram havasından, akşam yemeğine gelen yemek ile bir anda çıkarak, rutin cezaevi hayatına dönmüş oluyoruz! Bu arada Bayramda Ceza Evinde yatan yakınlarınızı da unutmayın Bayram Açık görüşünde Kulağı İsminin Okunmasında Gözü Kimler Geldiğindedir.Kapı açılır gardıyan gelir açık görüş için isimler okunur ismi okunan bende hatırlandım diye sevinir bu bayramda.İsmi okunmayan ise hatırlanmadım diye hüzünlenir,ne oldu,neden gelmediler diye hüzünlenir. Zordur Cezaevinde bayram geçirmek… Şimdiden Bayramınız Kutlu Olsun…